Dünyanın dört bir yanında milyonlarca insan açlıkla mücadele ederken, üretilen gıdanın önemli bir kısmı çöpe atılıyor. Bu durum sadece maddi kayıplara değil, aynı zamanda insanlık dramına da yol açıyor.
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) verilerine göre, her yıl üretilen gıdanın yaklaşık üçte biri, yani 1,3 milyar ton gıda israf oluyor. Bu israfın %40’ı hane halklarında, %35’i perakende satış noktalarında ve %14’ü tarım ve hasat aşamasında gerçekleşiyor. İsraf edilen gıdanın değeri ise trilyonlarca dolar ile ölçülüyor.
Gıda israfının en acı sonucu ise açlık: Dünyada yaklaşık 800 milyon insan açlıkla yaşıyor. İsraf edilen gıdalar, bu aç insanlara dağıtılabilirdi.
Gıda israfı, sadece açlık sorunu değil, aynı zamanda:
- Çevre kirliliği: Çürüyen gıdalar metan gazı üreterek iklim değişikliğine katkıda bulunur.
- Su israfı: Gıda üretimi için kullanılan suyun büyük bir kısmı israf edilen gıdalara gidiyor.
- Toprak kirliliği: Kimyasallar ve gübrelerle kirlenmiş topraklar, gıda israfı nedeniyle daha da kirleniyor.
- Ekonomik kayıp: İsraf edilen gıdalar, tarımdan perakendeye kadar tüm gıda zincirinde maddi kayıplara yol açıyor.
Gıda israfını önlemek için hepimize görev düşüyor:
- Planlı alışveriş: İhtiyacımız kadar gıda satın alarak israfı önleyebiliriz.
- Doğru saklama: Gıdaları doğru şekilde saklayarak raf ömrünü uzatabiliriz.
- Artık yemekleri değerlendirmek: Artan yemekleri çöpe atmak yerine yeni tarifler yapmak için kullanabiliriz.
- Bilinçlendirme: Gıda israfının zararları konusunda farkındalığı artırmak için çalışmalar yapılmalıdır.
Soframızdaki kayıp hazineleri korumak ve açlıkla mücadeleye katkıda bulunmak için harekete geçelim!